Seviyorum Seni

Dr. Arif Ali Albayrak

Yalnız ve karanlık gecelerde
hep özlediğim,
bir dudak mesafesi kadar yakın
ama giderek nedense uzaklaşan
sarı saçlı,
mavi gözlü, 
hep yeşil giysilerle görmeye alıştığım,
tarihin derinliklerinden miras
vakur ve gizemli tavrınla
sevgine mahkum edildiğim
yegane sevgilimsin.
Seviyorum seni.

Yeşilin en güzelini
tanrı sana örtü diye vermiş, 
mavinin en güzelini deniz. 
Akdeniz'in gri dalgaları
dört bir yanını 
yağız bir delikanlı gibi sarmış
okşarcasına, korurcasına.

Bu dalgaları ne mavnalar,
ne gemiler yardı
tarihin seyir defterinde.
Geldiler 
keyif gecelerinin unutulmaz şarabı için üzümüne,
geldiler
kömür gözlerine benzer madenine,
geldiler 
en güzel bakir duygularına,
geldiler
özgürlüğüne.

Yılmadın, korkmadın, bıkmadın.
Islak saçları arkaya bağlı
kıvrak bir İspanyol dilberi gibi
başdöndüren dansın,
karşı koydu 
azgın dalgaların azgın konuklarına.
Raks sesleri
en güzel melodiler eşliğinde 
yüreğinin en müstesna meydanlarında yükseldi,
yükseliyor hala.

Seviyorum seni, 
yanık çam ormanlarının 
hasret kaldığı bülbül sesi gibi,
bir bahçede yeşermiş roka, 
bir köy evinde fırın kokusu gibi,
yıkık kerpiç duvarlardan
özgürlüğüne süzülen
o gençliğimin çiçeği yasemin beyazlığı gibi, 
seni seviyorum.

Seviyorum seni,
Mesarya'da 
başak saçların arasında
sımsıcak temmuz akşamlarında,
bedeninden korkusuzca akan tere inat
özgürlüğe esen 
bir deli rüzgar gibi.

Seviyorum seni,
harup ağaçları dalında siyah bir meyve,
Akdeniz maviliğinde salınan bir sevgili,
tarihe meydan okuyan heybetli bir zeytin duruşu,
yaz akşamlarında 
sevgiye ve suya hasret bir kına çiçeği gibi.

Seviyorum seni, 
hain karanlığı bir gecede 
demir parmaklıklar arkasında,
soğuk soluğu ile yapayalnız bir insanın 
özgürlük özlemi gibi.

Seviyorum seni, 
kara bulutlar arasından
güneş huzmeleri gibi süzülüp
ismini bağrına kazıdığın,
belki sendikacı, belki avukat, belki yazarların
çoluk çocuk, genç, ihtiyarların
yere düşerken,
beyaz ve kırmızı karanfil kokuları arasında 
dudaklarından çıkan 
bir çığlık gibi.

Seviyorum seni,
tarih boyunca
yaşamsal güzelliğine, 
körpe bedenine göz diken, 
sana düşman 
davetsiz konuklara 
ölümüne bir isyan,
anadan doğma bir öfke gibi.

Şairin dediği gibi;
              "Sevdam sende benim yüreğim sende
               Bir tarih geçmişim yarınım sende
               Ben seni yabana veremem asla
               Soyunur kavgaya girerim ülkem
               Toprakları dost kokan sevgili ülkem ".

Sen sevgilim korkma
ezilsen de baskılar altında, 
oluk gibi kan aksa da üzerinden
yazın kavurucu sıcağı,
senden kopan evlatların 
uzakta dinmez feryadı,
durmaz gözyaşı,
sonsuz hasreti olsa da
yalnız değilsin.

Gün gelecek
kıyılarında hoyrat rüzgarların 
kırdığı dallar yeşerecek,
sarı saçlarını sevgi rüzgarları okşarken
sevgililer kavuşacak birbirlerine,
seni terkeden nice suskun hüzünlü
dönecek sıcak kucağına,
özgürlük türküleri söylenecek 
yükselen bulutlarında.

Seviyorum seni,
titrek dudaklarını 
doyumsuzca öpmek istediğim,
bedenindeki özgürlüğü 
sınırsızca yaşamayı düşlediğim,
gizemli bakışıyla korkusuzca salınan
yasemin kokulu sevgilim gibi.

Sen sevgilimsin,
sen
uğruna ölümlere gittiğim
yegane kadınım,
sen MEMLEKETİMSİN....

19.07.2000